Alevileriz Biz Alevi Yaşantısı |
| | PİR SULTAN ABDAL | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: PİR SULTAN ABDAL Salı Mart 24, 2009 1:25 am | |
| Pîr Sultan Abdal'in yasami üzerine, yazili kaynaklarda pek bilgi yoktur. Dogum ölüm yillari bile bilinmiyor. Yasami üzerine bilgiler, genellikle, kendi siirlerinden, halk söylentilerinden, kusaktan kusaga anlatilagelen menkibelerden, bir de yakinlarinin ya da baska ozanlarin onu anlatan siirlerinden çikarilir.
Gene de bu yollardan epeyce bilgi edinilmistir, çünkü Pîr Sultan, baglandigi tarikatin din anlayisini, dünya görüsünü yansitmakta ya da derinlestirmek için soyut siirler yazan bir sanatçi degildir, dogrudan dogruya basindan geçenleri, kavgasini, özlemlerini, katlandigi acilari, yasaminin türlü yönlerini yansitan somut siirler yazmistir.
Siirlerden, halk söylentilerinden çikarilan bilgilere göre, Pîr Sultan Sivas'in Yildizeli ilçesinin Çirçir Bucagina bagli Banaz köyünde dogmustur. Yildizdagi eteklerinde, Çirçir'a kirk sekiz kilometre uzaklikta, denizden bin yedi yüz metre yüksekte, çogu tek katli kerpiç evleri, soguktan korunmak için yari yariyariya topraga gömülü bir köy...
Banaz'da bugün de Pîr Sultan'in oldugu söylenen bir ev, önünde sairin yasadigi dönemden kaldigina inanilan bir sögüt agaci, agacin altinda, asâsinin ucuna takip Horasan'dan getirildigine inanilan bir degirmen tasi vardir. Pîr Sultan yaz aylarinin güzel havalarinda bu tasin üstüne oturup karisiyla sohbet edermis. Köylüler bu evi, agaci, tasi kutsal sayarlar.
Kizinin yaktigi agitta uzun boyluluguna, biçimliligine deginilen sairin asil adi, siirlerinde belirttigine göre, Haydar'dir. Bir yerde soyunun Yemen'li oldugunu, bir yerde Peygamber'in öz torunu oldugunu söyler, bir yerde de Imam Zeynel-Âbidin'den "Zeynel dedem" diye söz eder. Uzmanlara göre, Pîr Sultan'in bu sözleri söylemesinin nedeni halk üzerindeki etkisini arttirmak içindir. Muhammed peygamber soyundan geldiklerini, "seyyid"liklerini ileri sürmek tarikat ululari arasinda bir gelenektir. Genel kani, sairin Iran'in dogusundaki Türk yurdu Horasan'dan, önce Iran Azerbeycani'ndaki Hoy kasabasina, oradan da Anadolu'ya göçüp Sivas'a yerlesen bir Türkmen soyundan geldigi yolundadir.
Çocuklugu çobanlikla geçen Pîr Sultan'in okuma yazma bildigi anlasiliyor, ama bilgin bir kisi oldugu söylenemez. Tekke egitimi çerçevesinde kalmistir. Halifeler tarihini, peygamber menkibelerini, evliya menkibelerini, tarikat kurallarini, Yunus Emre'yi, Hatâyî'yi bilir. Bunlar disinda, çaginin bilimleriyle ilgilenmedigi gibi, divan edebiyati ile de ilgilenmemistir. Siirlerinde Yunan mitolojisinin, Iran mitolojisinin izleri pek yoktur. Ayrica, genel olarak bütün tarikatlarin kaynaklandigi Tasavvuf felsefesinin yüksek konularina da girmez.
Söylentiye göre, Pîr Sultan'in üç oglu, bir kizi varmis. ogullarindan Seyyit Ali Banaz köyünün üst yanindaki çam korusunda,Pîr Muhammed Tokat'in Daduk Köyünde, Er Gaib de Dersim'de gömülüymüsler. Adi Sanem olan kizinin Pîr Sultan asildigi zaman söyledigi agit çok ünlüdür. Bazi uzmanlar bu agiti Sanem'in agzindan bir tarikat ozaninin yazmis olabilecegini belirtirler. Pîr Muhammmed ise babasi gibi sairdir. Delikanli iken attan düserek öldügü, Pîr Sultan'in "Allah verdigini almaz dediler / Bana verdigini aldi n'eyleyim" derken bu olaya degindigi söylenir. Siirlerinden uzun yasadigi, çok çocugu bulundugu açikça anlasilan sairin, sagliginda iki ogul acisi görmüs oldugunu ileri sürenler de vardir.
Pîr Sultan Alevî-Bektasî tarikatindandir. Tarikata girme arkadasi, yani musaibi, Ali Baba'dir. Baglandigi tekkenin pîri ise, Ahmet Yesevî'nin Anadolu'ya gönderdigi dervislerden Koyun Babanin tekkesinde, Bektasîligin kurucusu Haci Bektas Veli'nin tekkesinde posta oturmus, yani en üst makamlara getirilmis Seyh Hasan'dir.
Pîr Sultan, baglandigi tarikatça yalniz dinsel önder degil, devlet baskani olarak da görülen Iran Sahlari adina, Anadolu halkini Osmanlilar'a karsi kiskirttigi,ayaklanmaya çagirdigi, belki de bir aayaklanmaya öncülük ettigi için, Sivas Valisi Hizir Pasa'nin emriyle tutuklanmis, yolundan dönmeyecegi anlasilinca da asilmistir.
Söylentiye göre, asildigi yer Sivas'da eskiden Keçibulan adini tasiyan, sonra uzun süre Daragaci diye anilan, simdi ise Kepçeli denilen yerdir. Bugün Sanayi Çarsisi'nin karsisinda Mal Pazari olarak kullanilan bu alanin Gazhane bitisiginde, sira sögütlerin bitiminde bulunan, boyu bes metre, eni bir metreden fazla, bakimsiz toprak yigini onun mezaridir. Üstündeki moloz taslar, asilmasi sirasinda Hizir Pasa'nin emriyle halkin attigi taslardir.
Mezarinin, bir menkibeye göre Erdebil'de, Bektasî gelenegine göre de Merzifon'da oldugu söylenir. Daha baska söylentiler de vardir, ama gerçege en yakin görünen söylenti asildigi yere gömüldügü, yakinlarinin, tarikat erlerinin, hükümet baskisi yüzünden ölüsünü alip köyüne bile götüremedikleridir.
Siirlerinden, halk söylentilerinden çikarilan bu daginik bilgileri degerlendirebilmek için, önce, Pîr Sultan'in ne zaman yasadigini saptamak gerekir. | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: NE ZAMAN YAŞADIĞI Salı Mart 24, 2009 1:34 am | |
| NE ZAMAN YASADIGI
Uzmanlar "Yürüyüs eyledi Urum üstüne" diye baslayan siirindeki sözlerine bakarak, Pîr Sultan Abdal'in Sah Tahmasb zamaninda yasadigini söylüyorlar. Bu siirinde söyle sözler var:
Aslini sorarsan Sah'in ogludur (...) Koca Haydar Sah-i cihan torunu Ali nesli güzel imam geliyor
"Koca Haydar Sah-i cihan" diye anilan, Sah Ismail'in babasi Seyh Haydar'dir. "Sah" diye anilan ise, Akkoyunlu Devleti'ni yikip Safevîogullari Devleti'ni kurarak Sîî mezhebi baskanligi ile devlet baskanligini birlestiren, Sah Ismail'in kendisidir. Seyh Haydar'in torunu, Sah Ismail'in oglu da Sah Tahmasb'dir.
Sah Tahmasb'in saltanat döneminin (1524-1578) büyük bir bölümü, Kanunî Sultan Süleyman'in saltanat dönemine (1520-1566) rastlar. Bu iki hükümdar geçmisteki aci olaylar yüzünden, uzun süre ülkeleri arasinda barisi saglayamamislar, Iranlilar ile Osmanlilar, 1534'den 1554'e kadar, tam yirmi yili anlasmazliklar, çatismalar, savaslarla geçirmislerdir. Kanunî Sultan Süleyman 1534'de yaptigi dogu seferinde, Iranlilar'in elinde bulunan Bagdat'i Osmanli topraklarina katmis, Sah Tahmasb 1548'de Anadolu'ya girerek Kemah'a kadar ilerlemis, 1552'de Ercis, Ahlat kalelerini geri almistir.
Pîr Sultan'in siirlerindeki olaylarin Sah Tahmasb dönemindeki olaylara uymasi, daha sonraki Iran sahlarinin Anadolu üzerine "yürüyüs eylemis" olmalari, bazi uzmanlarin kesin konusmalarina, sairin bu dönemde yasadigindan süphe edilemeyecegini söylemelerine yol açar.
Oysa bu dönemde Sivas'da valilik etmis bir Hizir Pasa yok, ama 1552'de Köstendil, 1554'de Sam, 1560'da Bagdat beylerbeyliklerinde bulunmus bir Hizir Pasa var. Uzmanlar 1567'de ölen bu Hizir Pasa'nin, Bagdat'a giderken, Sivas'a ugrayip oradaki ayaklanmayi bastirmis olabilecegini söylüyor. Bu görüs dogruysa, Pîr Sultan 1560'da asilmis demektir.
Pîr Sultan'in dili on altinci yüzyilin ikinci yarisinin dilidir, diyen bazi uzmanlar ise sairin 1560'da asilmis olabilecegini kabul etmiyorlar. Onlar halk söylentisini degerlendirerek baska bir yoldan gidiyor, Sivas'da valilik etmis Hizir Pasa'yi ariyorlar.
Sofi Aziz Mahmut Hüdâyi Efendi'nin I. Ahmed'e yazdigi bir mektupta, Alevîler ile Seyh Bedreddin'e bagli olanlari iyi taniyan, onlarla ugrasmasinin bilen bir Hizir Pasa'dan söz ediliyor. Belgenin ilgili bulundugu dönemde ise iki Hizir Pasa yasamis. Birinin özellikleri söyle:
Deli Hizir Pasa, Van Beylerbeyi (1582), Kars Beylerbeyi olarak Iran seferine katilma (1587), Erzurum Beylerbeyi (1588), Sivas Valisi (1588), Diyarbakir Valisi (1589), gene Sivas Valisi (1590), Tuna Muhafizi (1602), Budin Muhafizi (1605), ölümü (1607).
Deli diye anilmasi gözü pek, acimasiz bir kimse oldugunu gösteriyor. Ayrica Iran seferine katilmis, yani Safevîlere karsi savasmis. Safevî yanlisi Alevîlere düsmanlik besleyebilir. Iki kere Sivas'a vali gönderilmis, ikincisinde oldukça uzun kalmis. Alevîleri iyi tanidigi, onlarla ugrasmasini bildigi anlasiliyor.
Pîr Sultan'i astiranin Sivas Valisi Deli Hizir Pasa oldugunu söyleyen uzmanlarin görüsü dogruysa, sairin ölümü 1588'de, ya da 1590'dan sonradir.
Gene uzmanlara göre, Pîr Sultan 1534'de Bagdat'in Osmanlilar'a geçisi üzerine, Iran Sahina,
Güzel Sah'im çok yerlerden görünür Asli nedir niye verdin Bagdat'i
diye siir yazmistir. 1534 ile 1590 arasinda 56 yil var. Pîr Sultan bu siiri yazdiginda, diyelim 20 yasindaysa, 76 yasinda ölmüs olur.
Böyle uzun bir ömür sürdügü kabul edilirse, uzmanlar arasindaki görüs ayriliklari da sona erebilir. Çünkü bu uzun ömre hem Pîr Sultan'in siirlerindeki olaylara uygun düsen Sah Tahmasb dönemi, hem de Deli Hizir Pasa sigdirilabiliyor.
Gene de bazi durumlarin açiklanmasi kolay degil. Örnekse, Pîr Sultan'in siirlerinde bir Alevî ayaklanmasindan söz ediliyor, oysa Deli Hizir Pasa döneminde Sivas'da böyle bir ayaklanma olmamis.
Uzmanlar arasindaki görüs ayriliklarinin ötesinde, kesin olan sudur: Pîr Sultan abdal on altinci yüzyilda Anadolu'da, Sivas yöresinde yasadi.
MEMET FUAT Pîr Sultan Abdal Yasami Sanatçi Kisiligi Yapitlari DE Yayinevi 1977 | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: PİR SULTAN ABDAL VE İMAN Salı Mart 24, 2009 1:45 am | |
| Gözleyi Gözleyi Gözüm Dört Oldu Ali’ M Ne Yatarsın Günlerin Geldi Korular Kalmadı Kara Yurt Oldu Ali’m Ne Yatarsın Günlerim Geldi
Sancak Gele Gele Kazova’ Ya Dikile Münafık Başına Taşlar Döküle Mümin Olan Da Hakka Çakile Ali’ m Ne Yatarsın Günlerin Geldi
Kızılırmak Gibi Bendinden Boşan Hama’ Dan Mardin’ Den Sivas’ A Döşen Düldül Eğerlendi Zülfikar Kuşan Ali’ m Ne Yatarsın Günlerin Geldi
Sene Tekmil Olduğunu Bildiler Yezit Münafık Gömleğin Giydiler Kasdeyleyüb İmamlara Kıydılar Ali’ m Ne Yatarsın Günlerin Geldi
Abdal Pir Sultan’ Im Bu Sözüm Haktır Vallahi Sözümün Hatası Yoktur Şimdiki Sofunun Yezidi Çoktur Ali’ m Ne Yatarsın Günlerin Geldi -----------------------------------------------------------------------------------------------------
Ali'nin Düldül'ün Bin De Göreyim
Ali'm gelir diye karşı giderler Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim Bindiği Düldül'ün mehdin ederler Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim
Ayağına altın nallar çaktırmış Gözlerine yeşil sürme çektirmiş Üzengisin cevahirden yaptırmış Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim
Kuduretten gem vurulmuş başına Lezzet vermiş dudağına dişine Bir nur doğmuş eğerinin kaşına Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim
Üstüne binersen yükseğe basar Bir dizgin eylesen yel gibi eser Nice kafirlerin kellesin keser Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim
Pir Sultan Abdal'ım dengi bulunmaz Bin konaklık yere gitse yorulmaz Kısmet olsa havalarda görünmez Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bana Medet Senden Olur
Bana medet senden olur efendim Aşılmaz dağların dost ardında kaldım Eller dosta doğru çeker göçünü Elsiz viranede çöllerde kaldım
Sana derim sana ey kaşı kare Artıyor eksilmez dost sinemde yare Bir aşinam yok ki halımı sora Yalanlı dolanlı dillerde kaldım
Sabahtan sabahtan semah tutarım Dosta kadar gider oy benim katarım Baykuş gibi viranede öterim Gel gör ne perişan hallerde kaldım
Pir Sultan Abdalım ben de gülmedim Aradım derdime dost derman bulmadım Yol nereden gelir gider bilmedim Kesildi kervanım bellerde kaldım --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Benden Selam Söyle O Güzel Şaha
Benden selam söyle o güzel şaha Kurduğu yollara gitmiyor talip Herkes kendisine bir yol sürüyor Mürşit buyruğunu tutmuyor talip
İçeri girilen ikrar hak diyor Dışarı çıkılan ikrar yok diyor Senden gayrı bana mürşit çok diyor Verdiği ikrardan dönüyor talip
Yolum uğrar ise söylerim sözün Varsın doğru yola gitmesin talip Sen mürşitlik hakkın ifa eylersen Günahı boynuna tutmasın talip
Pir Sultan Abdal'ım ben bir biçare Boynunu de eğip durmuyor dara Gönüle de düştü bir sınık yara İnliye inliye geliyor talip --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bir Kişi Özünde İkilik Olsa
Bir kişi özünde ikilik olsa Hakk'ın didarını görmez billahi Hor bakarsa evliyanın yoluna Eli bir gerçeğe ermez billahi
Cihanı seyahat edip gezerse Doksan bin kelamı okur yazarsa Bir mümin yezide kuşak çözerse Derdine dermanı bulmaz billahi
Eli ile komadığın alırsa Yalan söyler Hakk'a asi olursa Tövbe etmez günah gümrah olursa Cehennem oduna yanar billahi
Bir mümin yezide kızını verse Anası babası ilayık görse Yüz bin kere başı secdeye varsa Hak da günahından geçmez billahi
Bir mümin yezidin yüzüne baksa Gayet gökçek olsa şol meyli aksa Ol müslim bacıdan zürriyet doğsa Arsız meydanında kalır billahi
Pir Sultan'ım der ki Hakk'ın emrini Koyuverse bir kişi avradını Mümin olan bilir bunun dadını Yedi başlı hınzır olur billahi --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Biri Sabır Biri Şükür Bir Dua
Muhammed'in üç beni var yüzünde Biri sabır biri şükür bir dua Kudret ile yanar anın çırağı Biri sabır biri şükür bir dua
Şükür imiş her işleri bitiren Mümin kulu rahmetine yetiren Sabır imiş şu dünyayı götüren Biri sabır biri şükür bir dua
Sabır imiş şu dünyanın temeli Verdiği nasibe şükür demeli İsteyen kullara hayır ameli Biri sabır biri şükür bir dua
Sabr edelim gönül ne gelir elden Sabırlı kulunu sevmez mi sultan Yusuf'u kurtardı kuyudan gölden Biri sabır biri şükür bir dua
Pir Sultan Abdal'ım gönlüme giren Suçluyu suçsuzu bakmadan gören İsteyen kulların muradın veren Biri sabır biri şükür bir dua --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Fetva Vermiş Koca Başlı Kör Kadı
Fetva vermiş koca başlı kör kadı Şah diyenin dilin keseyim deyü Satır yaptırmış Allah'ın laneti Ali'yi seveni keseyim deyü
Şen kulların örüğünü uzatmış Müminlerin baharını güz etmiş On ikiler bir arada söz etmiş Aşıkların yayın yaşayım deyü
Hakk'ı seven aşık geçmez mi candan Korkarım Allah'tan korkum yok senden Ferman almış Hıdır Paşa sultandan Pir Sultan Abdal'ı asayım deyü --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gel Ey Zahit
Gel ey zahit bizim ile çekişme Hakk'ın yarattığı kul bana neyler Kendi kalbin arıt bize ilişme Bendeki küfr sendek'imana neyler
Zahit sen bu sırra erem mi dersin Erenler halinden bilem mi dersin Mescit hak meyhane haram mı dersin Hak olan mescide meyhane neyler
Zahit sen bu yola diken ekersin Hatıra dokunur gönül yıkarsın Yüküm vardır deyü zahmet çekersin Yavuz baçcı yüksüz kervana neyler
Sekiz derler şol Cennet'in kapısı Hakk'a doğru açılırmış hepisi Korkusun çektiğin Sırat köprüsü Onu doğru geçen insana neyler
Pir Sultan Abdal'ım er haksın er hak Münkir olanlardan ıraksın ırak Kurdun işi namert lokmasın yemek Hak için adanan kurbana neyler | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: DEVAMI Salı Mart 24, 2009 1:54 am | |
| Ali'nin Sırrına Erebilirsen
Muhammet Ali'nin kurduğu yoldur Ak üstünde kara seçebilirsen Gönülden itikat söyleyen dildir Ali'nin sırrına erebilirsen
Erenler der seni ceme katarlar Kötü amellerin taşra atarlar Bir gün yularından tutup çekerler Çektikleri yere varabilirsen
Erenler seni de ceme götürür Kalmış işlerini anda bitirir Gördüm Hak evinde mihman oturur Mihmanın gözüyle görebilirsen
Aslı mervan olan ummana dalmaz Küfre meyledende aşıklık olmaz Müminin suali ahrete kalmaz Dünyada cevabın verebilirsen
Pir Sultan Abdal'ım gonca gül olur Dört kapıdan sana daim gel olur Dünyadan ahrete doğru yol olur Verdiğin ikrarda durabilirsen --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ayrılmam Katardan
Şah'a giden ben bir bezirgan gördüm Ayrılmam katardan ben şimden geri Hemen tutmuş hakikatın yolunu Ayrılmam katardan ben şimden geri
Bezirgan yükünü nereden tutmuş Ona hizmet eden dergaha yetmiş Sevdiğim sılada bir oda tutmuş Ayrılmam katardan ben şimden geri
Bezirganın yükü la'l ile gevher Ana kar mı kılar harami dafer Bezirganlar başı ol Cafer Ayrılmam katardan ben şimden geri
Bezirganın yükü nereye gider Uğramaz Sırat'a Mirac'a gider Bezirgan başıdır Şah Gani Haydar Ayrılmam katardan ben şimden geri
Bezirganın yükü ilm-i hamail Doğru işleyene Hak ola kail Bezirgan başıdır ahir Cebrail Ayrılmam katardan ben şimden geri
Deryalar bekçisi dağlara nazır Her nerde çağırsan orada hazır Bezirgan başıdır Boz Atlı Hızır Ayrılmam katardan ben şimden geri
Pir Sultan Abdal'ım aşıkı çoklar Hiç kardaş bulmamış kend'özün yoklar Korktuğumuz yerden Yaradan saklar Ayrılmam katardan ben şimdi --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Beni İmam Hüseyin'e Gönderin
Yükletin barhanem develer ile Beni İmam Hüseyin'e gönderin Yoldaş olup gitmen iller ile Beni İmam Hüseyin'e gönderin
Şu illerin çektiği perde Beni sen düşürdün onulmaz derde Karar alıp duramıyom bir yerde Beni İmam Hüseyin'e gönderin
Benim ne davam var şu iller ile Benim davam Hak ehli kullar ile Kerbela'ya giden abdallar ile Beni İmam Hüseyin'e gönderin
Kutlu günler doğup doğup aşmadan Ceset farıyıp da akıl şaşmadan Dağları kar alıp kırcı düşmeden Beni İmam Hüseyin'e gönderin
Pir Sultan Abdal'ım bir hava ile Arşa çıkardılar bin dava ile Kanber'in güttüğü boz deve ile Beni İmam Hüseyin'e gönderin --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Duysun Canlar Deyi Bizi Asarlar
Yeşil başlı ördek göllere uçtu Duysun canlar deyi bizi asarlar Bir taş oynamasın yerli yerinden Duysun canlar deyi bizi asarlar
Çıkardılar ağ bedenden atmaya Şimdi indirdiler yine dahmeye Kanrıldım çevrildim baktım zahmaya Duysun canlar deyi bizi asarlar
Varlığın çevresi dopdolu incir Severim demeye canım zarıncır Elimde kelepçe boynumda zincir Duysun canlar deyi bizi asarlar
İlimi sorarsan köyümdür Banaz Dilerim onmasın ol karılı Sivas Bir ben ölmeyinen alem yıkılmaz Duysun canlar deyi bizi asarlar
Pir Sultan Abdal'ım kaddim büküldü Gözümün gevheri yere döküldü Kendir kement boğazıma takıldı Duysun canlar deyi bizi asarlar --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Erler Himmet Edin
Banaz'dan sürdüler bizi Sivas'a Erler himmet edin ben gidiyorum Garipçe canıma kıldılar cefa Erler himmet edin ben gidiyorum
Gidi kafir gelir dedim imana Kuzular ağlıyor hem yana yana Getirip de haps ettiler zindana Erler himmet edin ben gidiyorum
Gidi dideceğim yoldan kalmadı Güzel Şah'a gelir dedim gelmedi Pirimizden bize himmet olmadı Erler himmet edin ben gidiyorum
Urganım çekildi sığındım dara Üstüme döküldü ağ ile kara Muhbirim üstünde çıralar yara Erler himmet edin ben gidiyorum
Pir Sultan Abdal'ım kolum büküldü Aktı gözüm yaşı yere döküldü Ahir urgan boğazıma takıldı Erler himmet edin ben gidiyor --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Şah-ı Merdan
Şah-ı Merdan Ali kurdu bu yolu Hazret-i Fatıma cihanın gülü Evvel Seyyit Ali aldı yürüdü Kırkların serdarıdır Kızıl Deli
Tanrıdağ koruna çökmüş oturur Yıldızları ayağına getirir Bir avuç toprakla hudut geçirir Kırkların serdarıdır Kızıl Deli
Pirim etini kendi defn eyledi Çaldı taşı pare pare eyledi Pirim Ali bu kelamı söyledi Kırkların serdarıdır Kızıl Deli
Gör pirim küffara n'etti n'eyledi Şehir horozuna dua eyledi Sarı Kız'ı iki pare eyledi Kırkların serdarıdır Kızıl Deli
Pir Sultan'ım Haydar sancak getirir Zemheride gonca güller bitirir Kalenin altını üstüne getirir Urum'u feth eden Şah Kızıl Deli --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Tövbe Günahıma Estağfurullah
Hatalar eyledim noksandır işim Tövbe günahıma estağfurullah Muhammet Ali'ye bağlıdır başım Tövbe günahıma estağfurullah
Şah Hasan Hüseyin balkır nur ise İmam Zeynel sır içinde sır ise Özümüzde benlik kibir var ise Tövbe günahıma estağfurullah
Muhammet Bakır'ın izinden çıkmam Şah İmam Cafer'den gayrıya bakmam Hatıra değip de gönüller yıkmam Tövbe günahıma estağfurullah
Musa-yı Kazım'a daim niyazım Ali Irıza'ya bağlıdır özüm Eksiklik noksanlık hep kusur bizim Tövbe günahıma estağfurullah
Taki ile Naki benziyor aya On'ki İmam kusurlara kalmaya Ettiğimiz kötü işler bed-huya Tövbe günahıma estağfurullah
Hasan Askeri'nin gülleri bite Mehdi gönlümüzün gamını ata Söylenen yalana kova gıybete Tövbe günahıma estağfurullah
Pir Sultan Abdal'ım Bağdat Basıra Böyle güne kaldık böyle asıra Sen keremkanısın kalma kusura Tövbe günahıma estağfurullah | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: Gel Koyun Meleme Vazgel Kuzudan Salı Mart 24, 2009 1:58 am | |
| Sabah olur koyun kuşluğa gelir Her koyun arar da kuzusun bulur Ağca koyun meler arada kalır Gel koyun meleme vazgel kuzudan
Ağca koyun koyunların beyidir Ak kuzu da yüreğimin yağıdır Anın gideceği Yıldız Dağı’dır Gel koyun meleme vazgel kuzudan
Kuzusunu taşıdım bahar çağında Otlattım gezdirdim Yıldız Dağında Gülümü soldurma gönül bağında Gel koyun meleme vazgel kuzudan
Koyun meler kuzusunun adı yok Sıra sıra güleklerin südü yok Kuzusuz yaylanın hiçbir tadı yok Gel koyun meleme vazgel kuzudan
Ağca koyun sana botcak takayım Döne döne gelişine bakayım Senin için dağı taşı yıkayım, Gel koyun meleme vazgel kuzudan
Koyun sen şurada kuzlamadın mı Sağını solunu gözlemedin mi Aç kurt gelir diye gizlemedin mi Gel koyun meleme vazgel kuzudan
Çay aşağı gider bir kurdun izi Kurt ağzında gördüm bir emlik kuzu Mevlâyı seversen ağlatma bizi Gel koyun meleme vazgel kuzudan
Korkar idim şu dağların kurdundan Koyun geldi kuzu gelmez ardından Ben de yandım bu ananın derdinden Gel koyun meleme vazgel kuzudan
Bu alnımın alnımın kara yazısı Nerde kaldı ağ koyunun kuzusu Dertli yüreğimin dinmez sızısı Gel koyun meleme vazgel kuzudan
Bu dağların sümbülleri bitmesin Yücesinde yavru şahin ötmesin Seni incitenler Hakk’a yetmesin Gel koyun meleme vazgel kuzudan
Koyun seni yaylalarda güdeyim Alıp seni eliminen yedeyim Kuzun öldü ben Mevlâ’ya ne deyim Gel koyun meleme vazgel kuzudan
Ben koyunu güde güde getirdim Getirdimde baş arkaca yatırdım Nerde kaldı nerelerde yitirdim Gel koyun meleme vazgel kuzudan
Koyun seni yaylalarda yayladım Kuzun öldü ben oturdum ağladım Derdin ile yüreğimi dağladım Gel koyun meleme vazgel kuzudan
PİR SULTAN ABDALIM bu kuzu n’oldu Koyunun feryadı ciğerim deldi Yoksa kuzunu bir aç kurt mu aldı Gel koyun meleme vazgel kuzudan | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: Ali'nin Sırrına Erebilirsen Salı Mart 24, 2009 2:00 am | |
| Muhammet Ali'nin kurduğu yoldur Ak üstünde kara seçebilirsen Gönülden itikat söyleyen dildir Ali'nin sırrına erebilirsen
Erenler der seni ceme katarlar Kötü amellerin taşra atarlar Bir gün yularından tutup çekerler Çektikleri yere varabilirsen
Erenler seni de ceme götürür Kalmış işlerini anda bitirir Gördüm Hak evinde mihman oturur Mihmanın gözüyle görebilirsen
Aslı mervan olan ummana dalmaz Küfre meyledende aşıklık olmaz Müminin suali ahrete kalmaz Dünyada cevabın verebilirsen
Pir Sultan Abdal'ım gonca gül olur Dört kapıdan sana daim gel olur Dünyadan ahrete doğru yol olur Verdiğin ikrarda durabilirsen -------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yine Farz İçinde Farzdır Musahip
Eğer farz içinde farzı sorarsan Yine farz içinde farzdır musahıp Dört kapıdan kırk makamdan ararsan Yine farz içinde farzdır musahıp
Musahipsiz kişi ceme gelir mi Ettiği niyazlar kabul olur mu Muhammet Ali'den derman bulur mu Yine farz içinde farzdır musahıp
Musahipsiz ise ceme götürmen Tecellisi bozuk Hakk'a yetirmen Müsahipsiz ile durup oturman Yine farz içinde farzdır musahıp
Farz Allah'tan kaldı ya sünnet kimden Müsahibin işi daima sırdan Musahipli kişi ol Şah-ı Merdan Yine farz içinde farzdır musahıp
Pir Sultan Abdal'ım hey kerem-kanı Yine sensin dü cihanın sultanı Aşnanı buldun müsahibin hani Yine farz içinde farzdır musahıp | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: Çektiğim cevr-ü cefayı Salı Mart 24, 2009 2:01 am | |
| Çektiğim cevr-ü cefayı Çekerim senden ötürü İkrar iman bir olunca Sen de çek benden ötürü
İkrar imanı güderim Sensiz alemi niderim İşte geldim, uş giderim Bir tatlı dilden ötürü
Severim tatlı dilleri Koklarım gonca gülleri Sararım ince belleri Gittiğim yoldan ötürü
Bana ne kıyak bakarsın Sinemi oda yakarsın Bana ne sitem edersin İkrarsız elden ötürü
Ferhat Şirin'ine tapar Külüngün havaya atar Başını altına tutar Can verir candan ötürü
Mümin olan Hakk'a tapar Münafıklar yoldan sapar Arka vermiş dağı çeker Ferhat Şirin'den ötürü
Pir Sultan'ım deme yalan Etme imanına talan Bu dünyada gerçek olan Ser verir sırdan ötürü
Pir'im PİR SULTAN ABDAL | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: Diken Arasında Bir Gül Açıldı Salı Mart 24, 2009 2:01 am | |
| Diken arasında bir gül açıldı Bülbülüm bahçene ötmeğe geldim Bezirganım yüküm gevher satarım Ali pazarına dökmeğe geldim
Baç'ım vermeyince yüküm satılmaz Gevherin hasına hile katılmaz İnkar toru ile şahin tutulmaz Bir gerçek tor'una düşmeğe geldim
Ben bend oldum şu meydana atıldım İkrar verdim ikrarıma tutuldum İbtida taliptim pire katıldım Pirin eteğini tutmağa geldim
Pir Sultan Abdal'ım yüreğim döğün İmamlar rengine boyandım bugün İrehber pişirir talibin çiğin Ahiri bu imiş pişmeğe geldim
Cismi Haydar Teni Bektaş PİR SULTAN ABDAL | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: Üfürdüm Çerağı Salı Mart 24, 2009 2:02 am | |
| Üfürdüm çerağı yandıramadım Gönlümü yüksekten indiremedim Aç doyurup susuz kandıramadım Ben nice varayım Hak divanına
Ulu yol üstünde köprü çatmadım Hatırlar hoş edip gönül yapmadım Hakk'ın emrettiği yola gitmedim Ben nice varayım Hak divanına
Yeşil pınarlarda parlayıp akar Asilzade olan aslına çeker Pervaneler aşkın oduna yanar Ben nice varayım Hak divanına
Ben yükümü tuttum kaba söz ile Günahlar kazandım ela göz ile Ya nasıl çıkayım kara yüz ile Ben nice varayım Hak divanına
Pir Sultan'ım eyder kılarım ben zar Yüküm la'l ü gevher Şah damgası var Eğer aşık isen gel yaramı sar Ben nice varayım Hak divanına
İsmi Haydar'dır Pir Sultan Abdal | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: Pir Sultan Abdal şiirleri Salı Mart 24, 2009 2:06 am | |
| Yol içinde yol sorarsan Yol Muhammet Alinindir Yetmiş iki dil sorarsan Dil Muhammet Alinindir
Kanı bizden evvel gelen Beş vaktini tamam kılan On parmağı pınar olan El Muhammet Alinindir
Varma yezidin yanına Çirki bulaşır tenine Yazık değilmi canına Can Muhammet Alinindir
Cennet kapısı açıldı Aleme rahmet saçıldı Bağ-u bahçeler açıldı Gül Muhammet Alinindir
Söyler Pir Sultanım söyler Hakkın birliğini birler Doğmuş bu aleme nurlar Nur Muhammet Alinindir --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sefasına Cefasına Dayandım Sefasına cefasına dayandım Bu cefaya dayanmayan gelmesin Rengine hem boyasına boyandım Bu boyaya boyanmayan gelmesin
Rengine boyandım meyinden içtim Nice canlar ile didar görüştüm Muhabbet eyleyip candan seviştim Muhabbeti küfür sayan gelmesin
Muhabbet eyleyip yokla Pirini Yusun senin namus ile arını Var bir gerçek ile kıl pazarını Kıldığın pazardan ziyan gelmesin
Pir Sultan’ım eydür dünya fanidir Kırkların sohbeti aşk mekanıdır Kusura kalmayan kerem kanidir Gönülden karası olan gelmesin --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ben De Şu Dünyaya Geldim Giderim Ben de şu dünyaya geldim giderim Kalsın benim davam divana kalsın Muhammed Ali'dir benim vekilim Kalsın benim davam divana kalsın
Yorulan yorulsun ben yorulmazam Derviş makamından ben ayrılmazam Dünya kadısından ben sorulmazam Kalsın benim davam divana kalsın
Ben de vekil ettim Bari Hüda'mı O da kulu gibi zulüm ede mi Orda söyletirler bir bir adamı Kalsın benim davam divana kalsın
Mümin müslim düşürür de cem olur Anda sınık yaralara em olur Kara taş erir de safi mum olur Kalsın benim davam divana kalsın
Pir Sultan Abdal'ım dünya kovandır Gitti adil beyler kalan avamdır Muhammed divanı ulu divandır Kalsın benim davam divana kalsın --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Dönen Dönsün Koyun beni hak aşkına yanayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Kadılar müftüler fetva yazarsa İşte kement işte boynum asarsa İşte hançer işte başım keserse Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Bir gün mahşer olur divan kurulur Suçlu suçsuz varsa orda bulunur Piri olmayanlar anda bilinir Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
PİR SULTAN'ım arşa çıkar ünümüz O da bizim ulumuzdur pirimiz Hakka teslim olsun garip canımız Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Geçti Dost Kervanı Şu karşı yaylada göç katar katar Bir güzel sevdası gözümde tüter Bu ayrılık bize ölümden beter Geçti dost kervanı eyleme beni
Şu benim sevdiğim başta oturur Bir güzelin derdi beni bitirir Bu ayrılık bize ölüm getirir Geçti dost kervanı eyleme beni
Pir Sultan Abdal'ım kalkın aşalım Aşıp yüce dağı engin düşelim Çok nimetin yedik helallaşalım Geçti dost kervanı eyleme beni --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Orda Her Kişinin Dostu Bulunmaz Çıktım yücesine seyran eyledim Gönül eğlencesi küstü bulunmaz Dostlar bizden muhabbetin kaldırmış Hiç bir ikrarında ahdi bulunmaz
Zülüflerin top top olmuş çığalı Rakiplerin hak'dan olsun zevali Bir günahkar kulum doğdum doğalı Günahkar kulunun dostu bulunmaz
Kanı benim ile lokma yiyenler Baş ü canı dost yoluna koyanlar Sen ölmeden ben ölürüm diyenler Dostlar da geriye kaçtı bulunmaz
Yine karçılandı dağların başı Durmadan akıyor gözümün yaşı Vefasız elinden gitse bir kişi Hakikat ceminde desti bulunmaz
Biz de gezer idik irfanda sazda Biz de bulunurduk cem de, niyaz da Bize de gel oldu kanlı Sivas da Hızır paşa bizi astı bulunmaz
PİR SULTAN ABDAL'ım destim damanda İsmim koca Haydar, neslim Yemen'de Garip başa bir hal gelse zamanda Orda her kişinin dostu bulunmaz --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Su Kanlı Zalımın Ettigi işler Garip Bülbül Gibi Beni Zareyler Yağmur Gibi Yağar Taşlar Başıma Ille Dostun Bir Fiskesi Yaralar Beni Beni Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni
Dar Günümde Dustum Düşmanı Beli Oldu Bir Derdim Var idi simdi El Oldu Ecel Fermanı Boymuna Takıldı Gerek Vura Gerek Asa lar Beni Beni Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni
Pir Sultan Abdalım Can Göye Almaz Haktan Emir Olmasa ı Rahmet Yağmaz Su Ellerin Taşı Bana Hiç Degmez ille Dostun Bir Tek Gülü Yaralar Beni Beni Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni. --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Varıp yoldaş olma sen uğursuza Komşu olma namussuza arsıza Sabah selâmını verme pîrsize Adamın başına belâ getirir
Muhib yoldaş olma kalleş yâr ile O yâr da durmadı bir ikrar ile Sakın sohbet etme münkir kör ile Altının adını pula getirir
Pir Sultan Abdal'ım derdim ziyade İçilir mi yârsız yad ile bade Yâr odur ahrette şefaat ede Sadık yâr insanı yola getirir. --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bu dünyanın evvelini sorarsan Allah bir Muhammed Ali`dir Ali Sen bu yolun sahibini ararasan Allah bir Muhammed Ali`dir Ali
Tahtını terketti İbrahim edhem Süleyman Nebi`ye verildi hatem Her kulun alnına yazıldı sitem Kişinin çektiği yoludur yolu
Erenler öldürür yoldan şaşanı İhlas ile kaldırtırlar düşeni Tarikatta her kişinin nişanı Erenler katında bellidir belli
Erenler elinden dolu içildi Ol saatte kıyl-ü kalden geçildi Firdevs-i alanda güller açıldı Cennet-i alanın gülüdür gülü
Pir Sultan Abdal`ım ummana daldı Yenemedi kendin engine saldı Hakipayınıza yüz süre geldi Erenler kemter kuludur kulu -------------------------------------------------------------------------------------------------------- | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: DEVAMI Salı Mart 24, 2009 2:57 am | |
| Ali'nin Sırrına Erebilirsen
Muhammet Ali'nin kurduğu yoldur Ak üstünde kara seçebilirsen Gönülden itikat söyleyen dildir Ali'nin sırrına erebilirsen
Erenler der seni ceme katarlar Kötü amellerin taşra atarlar Bir gün yularından tutup çekerler Çektikleri yere varabilirsen
Erenler seni de ceme götürür Kalmış işlerini anda bitirir Gördüm Hak evinde mihman oturur Mihmanın gözüyle görebilirsen
Aslı mervan olan ummana dalmaz Küfre meyledende aşıklık olmaz Müminin suali ahrete kalmaz Dünyada cevabın verebilirsen
Pir Sultan Abdal'ım gonca gül olur Dört kapıdan sana daim gel olur Dünyadan ahrete doğru yol olur Verdiğin ikrarda durabilirsen --------------------------------------------------------------------------------------------------------
serime bir sevda düştü ta kalu beladan beri yandı vücudum kül oldu ateş-i püryandan beri
Aliyi fatma kanberi arka tuttuk biz anları sevdik on iki imamları ta kalu beladan beri
hasan hüseyini sevdik biz anlara ikrar verdik yezidin neslini kırdık ta kalu beladan beri
zeynelin güzel yolları daim öter bülbülleri imam bakırdır serveri imam hüseyinden beri
muhammet dünyaya geldi kalbimiz nur ile doldu imam cafer hocam oldu okurum kur'andan beri
imam musa kazım rızaya bağlıdır özüm koluma aldım şahbazım avlarım ol andan beri
muhammet takiye erdik ali nakiden etek tuttuk askeriden dolu kandık mest olduk peymandan beri
pınarın bendi boşandı indi türeba döşendi mehtide kılınç kuşandı imam hüseyinden beri
pir sultanım hakka yalvar dilimdedir gazi hünkar yezide lanet okurlar imam hüseyinden beri --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Eğer ikrar ile yola gidersen Müminin gözünde duman gerekmez Hak için sil süpür gönlün evini Yükün gevher ile saman gerekmez Ali dedikleri bir ulu kişi Elinde var idi hüneri işi Eğer kaldırmazsan tuttuğun taşı Sana ondan gelen iman gerekmez Pir Sultan Abdalım uğradım derde Farksızdır sofudan kalkmıyor perde Gör dinle,bir lokma geldi bir yerde Sor izle çiğ ise yemen gerekmez. --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hazreti Ali gazadan gelirken Mezarklıkta gördü bir kuru kafa İn misin cinmisin hayvan mı nesin Yoksa avratmıydın er miydin kafa
Toprak dolmuş kulağına gözüne Kara yazılar yazılmış yüzüne Uyarmısın kör şeytanın sözüne Bu dünyada benim dermiydin kafa
Sende şu dünyada belli hasmıydın Yedirmez içirmez bir nekes miydin Eli açık yoksa bir cömert miydin Sofrası meydanda ermiydin kafa
Sende şu dünyada belli mert miydin Kolayın aldırmış yavuz kurtmuydun On beşine değmiş bir yiğit miydin Yoksa ak sakallı bir pirmiydin kafa
Pir Sultan Abdal virdin var dilinde Akma hançer sokuluydu belinde Çok emek çektin mi pirin yolunda Yoksa bir şey bilmez körmüydün kafa --------------------------------------------------------------------------------------------------------
GAFİL GEZME ŞAŞKIN
Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün Yalan dünya senin olsa ne fayda Akibet alırlar tatlı canın Bülbül gibi dilin olsa ne fayda
Söylersin de söz içinde şaşmazsın Helâli haramı yersin seçmezsin Nasibin kesilir de sular içmezsin Akar çaylar senin olsa ne fayda
Söylersin de el içinde sözün var Yeler çalışırsın oğlun kızın var Bu dünyada üç beş arşın bezin var Bedestenler senin olsa ne fayda
Bir gün alır götürürler evinden Hakk'ın kelâmını koyma dilinden Kurtulaman Ezrail'in elinden Dünya dolu malın olsa ne fayda
Pir Sultan Abdal'ım çıktık oturduk Kaza lokmasını burda yetirdik Dünya bizim diye çektik getirdik Yalan dünya bizim olsa ne fayda
Pir Sultan Abdal --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Güzel aşık cevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi
yemeyenler kalır naçar gözlerinden kanlar saçar bu bir demdir gelir geçer duyamazsı demedinmi
girelim Ali sırrına çıkalım meydan yerine can-ı başı hak yoluna koyamazsın demedim mi
dervişler harabat olur hak katında hürmet bulur muhabb et baldan tatlıdır doyamazsın demedim mi
dervişlik ulu dernektir görene büyük örnektir yensiz yakasız gömlektir geyemezsin demedim mi
bak şu aşıkın haline ne gelse söyler diline küfrü imanın yerine sayamazsın demedim mi
Pir sultan Ali şahımız hakka ulaşır rahımız on iki imam katarımız uyamazsın demedim mi | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: DEVAMI Salı Mart 24, 2009 3:00 am | |
| bana gül diyorlar neme güleyim ağlamak şanıma geldineyleyim ellerin çiçeği allı yeşilli şu benim çiçeğim soldu neyleyim
bir haber gelmedi kenan elinden uçtum ola gövel turnam gölünden havfım ayrılıktır korkum elimden ikiside birden geldi neyleyim
kara yazılmıştır yazılarımız arşı alaya çıktı sızılarımız irili ufaklı kuzularımız firkati bağrımı deldi neyleyim
ulu sular gibi gözüm çağlayan mahrum kalmaz özün hakka bağlayan yar yitirmiş yana yana ağlayan akıbet başıma geldi neyleyim
Pir Sultan Abdal'ım kırklar yediler yedilerde bir keşiğe koydular onlar verdiğini almaz dediler şu bana verdiğin aldı neyleyim --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bir gül ile gülistanı seyrettim Seher yelleriyle esen Ali'dir Muhammed kılavuz Mahşer yerinde İslâmın sancağın çeken Ali'dir
Dayanıgör kardaş gönül gücüne Azığın yok mudur ahret göçüne On İki İmam gibi Cennet içine Ab-ı Kevser ile akan Ali'dir
Bindiler deveye çarka gittiler Horasan şehrinde güreş tuttular Müminlerin feryadına yettiler Bastılar Mervan'ı basan Ali'dir
Münkirin gıdası Hak'tan kesildi Nesimî yüzüldü Mansur asıldı Dünya yedi kere doldu ıssıldı Dolduran Muhammed eken Ali'dir
Hakk'ın emri ile Cebrail indi İndi de Ali'nin koluna kondu Zülfikar kuşanıp Düldül'e bindi Yezid'in neslini kıran Ali'dir
Kim dokudu bin çiçekli halıyı Kim diriltti bin yıl yatan ölüyü Kırklar meclisine gelen doluyu Dolduran Muhammed içen Ali'dir
Pir Sultan Abdal'ım ağladı güldü Kâbe-i Şeriften bir nida geldi Hakk'ın emri ile dört kitap indi Okuyan Muhammed yazan Ali'dir,Ali --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Koyun beni Hak askina yanayim Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Yolumdan dönüp mahrum mu kalayim Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Benim pirim gayet ulu kisidir Yediler ulusu, kirklar esidir Oniki imamin server basidir Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Kadilar müftüler fetva yazarsa Iste kemend, iste boynum asarsa Iste hançer, iste kellem keserse Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Ulu mahser günü olur divan kurulur Suçlu, suçsuz gelir anda derilir Piri olmayanlar anda bilinir Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Pir Sultan'im arsa çikar ünümüz O da bizim ulumuzdur pirimiz Hakka teslim olsun garip canimiz Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
PIR SULTAN ABDAL --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Çıktım yücesine seyran eyledim Gönül eğlencesi küstü bulunmaz Dostlar bizden muhabbetin kaldırmış Hiç bir ikrarında ahdi bulunmaz
Zülüflerin top top olmuş çığalı Rakiplerin hak'dan olsun zevali Bir günahkar kulum doğdum doğalı Günahkar kulunun dostu bulunmaz
Kanı benim ile lokma yiyenler Baş ü canı dost yoluna koyanlar Sen ölmeden ben ölürüm diyenler Dostlar da geriye kaçtı bulunmaz
Yine karçılandı dağların başı Durmadan akıyor gözümün yaşı Vefasız elinden gitse bir kişi Hakikat ceminde desti bulunmaz
Biz de gezer idik irfanda sazda Biz de bulunurduk cem de, niyaz da Bize de gel oldu kanlı Sivas' da Hızır Paşa bizi astı bulunmaz
Pir Sultan Abdal' ım destim damanda İsmim Koca Haydar, neslim Yemen' de Garip başa bir hal gelse zamanda Orda her kişinin dostu bulunmaz --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sofu mezhebimizi ne sorarsın biz Muhamet Ali diyenlerdeniz gözlüye gizli yoktur ne arasın biz Muhamet Ali diyenlerdeniz
Muhammet Alidir kırkların başı anı bilmeyenin nice olur işi vuralım yezitlere lanet taşı biz Muhammet Ali diyenlerdeniz
sofu bize sen ne mezhep sorarsın Biz Muhammet Ali diyenlerdeniz gözlüye gizli mi olur ne dersin biz Muhammet Ali diyenlerdeniz
biz tüccardeğiliz alıp satmayız karnımız geniştir kibirtutmayız rızasız çiğ lokmayıda yutmayız biz Muhammet Ali diyenlerdeniz
eğnimize kırmızılar giyeriz halimizce her manadan duyarız katarda İmam Cafere uyarız biz Muhammet Ali diyenlerdeniz
Pir Sultanım eydür deryalar gani evveli Muhammet ahiri Ali anlardan öğrendik erkanı yolu biz Muhammet Ali diyenlerdeniz --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Âşık ile ma’şuk bir yere gelse Aşkın kitabını ellere olsa Sual olunursa cevabın verse Ağız nedir dudak nedir dil nedir
Gönlümde bir mânâ yazıp dururum Aşkın gemisini düzüp dururum Arab’ı Acem’i gezip dururum Derya nedir umman nedir sel nedir
Dört kardaşız bir gömlekte yatarız Gömlek birdir bir vücuda çatarız Kendimizi ateşlere atarız Ateş nedir duman nedir kül nedir
Evveli Muhammed âhiri Ali Erenler kurdular erkânı yolu Üç yüz altmış altı servinin dalı Bahçesinde bülbül nedir gül nedir
Din Muhammed dini, taptuğum tapu Yıkılır mı Hakk’ın kurduğu yapı Kırk sekiz bahçedir on iki kapı Eşiği bekleyen iki kul nedir
Pirimden bir haber geldi duramam Menzilim ıraktır belki varamam PİR SULTAN’ım aşkı elden koyamam Cümlesin vücutta buldum bil nedir
Pir Sultan Abdal --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gafil kaldır şu gönlünden gümanı Bu mülkün sahibi Ali değil mi Yaratmıştır on sekiz bin alemi Rızıkların veren Ali değilmi
Gelin vazgeçeim böyle gümandan Vallahi çıkarız dinden imandan Şefaat umarım on iki imamdan Onların atası Ali değil mi
Yaratıldı mülcem oldu düşman Kast etti Ali'ye oldu pişman Hangi kitapta var ömer osman Kur'an'da okunan Ali değil mi
Binbir adı vardır bir adı Hızır Her nerede çağırırsan orada hazır Ali padişahtır Muhammet vezir Bu fermanı yazan Ali değil mi
Pir Sultan ASbdal'ım ben bir fukara Acep bulunur mu derdime çare Yüzü kara nasıl varam huzura Divanda oturan Ali değil mi? | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: DEVAMI Salı Mart 24, 2009 3:06 am | |
| Eğer farz içinde farzı sorarsan Yine farz içinde farzdır musahib Dört kapıdan kırk makamdan arasan Yine farz içinde farzdır musahib
Musahibsiz kişi ceme gelirmi Ettiği niyazlar kabul olurmu Muhammet Ali'den derman bulurmu Yine farz içinde farzdır musahib
Musahibsiz kişiyi ceme götürmen Tecellisi bozuk hakka yetirmen Musahibsiz ile durup oturman Yine farz içinde farzdır musahib
Farz Allah'tan kaldı ya sünnet kimden Musahibin işi daima sırdan Musahibli kişi ol ya şah'ı merdan Yine farz içinde farzdır musahib
Pir sultan abdal'ım ey kerem kani Yine sensin cihanın sultanı Aşnanı buldun musahibin hanı Yine farz içinde farzdır musahib
2.Ali'nin sırrına ereyim dersen Bi mürşidi kamil bulda anda gel Küfrünü imana sayayım der isen Var kendi küfrünü bilde anda gel
Şeriat manisin insana bir sözdür Tarikat sözlerimiz gece gündüzdür Gönül bahri aşktır derya denizdir Bahri ol ummana dalda anda gel
Pişiri pişiri söyle sözünü İki babdan ayırma sakın gözünü Mürşidine teslim eyle özünü Musahib kapısın bulda anda gel
Cellat oluben canına kıyagör Arif olup her maniden duya gör Cesedin kendi elinle yuya gör Kendi namazını kılda anda gel
Şah Hatayim mani söylerim dilden Ayırırlar seni kibr ile kinden Ölmeyene nasip olmaz bu yoldan Var ölmezden evvel ölde anda gel
3.Hak Muhammet Ali üçü bir nurdur Söyleyen Muhammet dinleyen Ali Birisi haktır üçüde birdir Söyleyen Muhammet dinleyen Ali
Musahib mürşide demese beli Ona şefaat etmez Muhammet Ali Dünyada ahirette eğridir yolu Söyleyen Muhammet dinleyen Ali
Musahib musahibe nice bozula Sakın, defterinde lanet yazıla Balı sönmüş arı gibi sızıla Söyleyen Muhammet dinleyen Ali
Musahib musahible malın ayıra Şahı merdan durağın duyura Yedi tamu narın ona buyura Söyleyen Muhammet dinleyen Ali
Musahib musahibe bulsa mana Onları sürerler karanlık hana Yüzü kara varır ulu divana Söyleyen Muhammet dinleyen Ali
Musahibe söylese biri kem sözü Cehennem kelbinden karadır yüzü Dünyada ahirette eğridir özü Söyleyen Muhammet dinleyen Ali
Musahibe bozulan hakka kanlıdır Atasıyla bozulan peygambere kinlidir Mihmanla bozulan yedi dinlidir Söyleyen Muhammet dinleyen Ali
Talipler almayın akça faizi Münkürün dünyada karadır yüzü Müslüm bacılar geymeyin kırmızı Söyleyen Muhammet dinleyen Ali
Hak da bir kuluna eylese nazar Kalem neyler divit neyler kendi yazar Pir sultan abdalım gevherler düzer Söyleyen Muhammet dinleyen Ali
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
eğer insanlığın sırrın sorarsan cümle varlıklardan haktır musahib vahdeti vücuda kapı ararsan cümle varlıklardan haktır musahib
orası dar kapı yükle geçilmez gönül bir olmadan kapı açılmaz dört gönül birdir ayrı seçilmez cümle varlıklardan haltır musahib
Muhammet Ali'den bize gelir yol musahibsiz kişi olurmu kabul enfal suresi son dört ayeti bul cümle varlıklardan haktır musahib
Musahibdir Ali ile Muhammet kanım canım ruhum bir dedi ahmet Kur'anda alenen zikreder ayet cümle varlıklardan haktır musahib
Ali Muhammettir bunun örneği her can bilmez çünki yoktur derneği hakka giden yolun budur gereği cümle varlıklardan haktır musahib
enfal suresinde Tanrı ne söyler birisinin malı birinin derler sondan dört ayet bak beyan eyler cümle varlıklardan haktır musahib
Adil Ali başımıza darısı musahibler bir elmanın yarısı her varlıkta birbirinin varisi cümle varlıklardan haktır musahib | |
| | | | PİR SULTAN ABDAL | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|