Alevileriz Biz Alevi Yaşantısı |
| | Şah Hatayi (Şah İsmail) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: Şah Hatayi (Şah İsmail) Salı Mart 24, 2009 3:28 am | |
| İran'da Safevi soyundan gelen bir Türk. Erdebil'de doğdu. Ana tarafından Uzun Hasan'ın torunu Bilki Aka'nın oğludur. Babası Haydar'ın ölümünden (1488) sonra dayısı tarafından iki kardeşiyle birlikte düşmanlarından kaçırılarak Şiraz'a gönderildi. Şiraz valisinin, üç kardeşi bir süre hapsettiği söylenir. Akkoyunlu hükümdarı Sultan Yakup'un ölümü üzerine oğlu Rüstem saltanat mücadelesinde onlardan yararlanmak amacıyla üç kardeşi hapisten kurtarır, Şah İsmail'in ağabeyi Sultan Ali, katıldığı iki savaşı da kazanarak Tebriz'e döndüğünde parlak bir törenle karşılanır. Ama üç kardeşin halk üzerinde manevi etkisi, Sultan Ali'nin kazandığı zaferler Rüstem Bey'i korkutur, onları ortadan kaldırmanın yollarını ararken durumu sezen Sultan Ali kardeşleriyle birlikte Erdebil'e kaçar. Sultan Ali yolda kendilerini izleyen Rüstem Bey'in askerleri tarafından öldürülür. Ama iki kardeşini yedi müridiyle Erdebil'e göndermeyi başarır. Şah İsmail ve kardeşi İbrahim burada müritlerince korunur. Sürekli izlendikleri için bir süre sonra Bağru dağına, oradan da Gilan, Gaskar, Reşt ve Lahican'a kaçırılırlar. Lahican'da Kar Kaya'nın evinde saklanan Şah İsmail ilk öğrenimini özel bir öğretmenden gördü. Babasının müritleri dört bir yandan onu görmeye geliyorlardı. Yakalanamadığını gören Rüstem Bey, Lacihan üzerine yürümeye hazırlanırken öldürülünce (1497), Şah İsmail harekete geçer. Müritlerini toplayıp Hazer kıyılarındaki Aravan'a (1500), oradan Erdebil'e gelir. Kendisine katılan Türk oymaklarıyla birlikte yeterince kuvvet topladığını görünce ilk olarak babasının ve Şiilere yapılan eziyetlerin öcünü alma yolunu tutar. Tebriz'e gelip taç giydiğinde (1502), babasının öcünü almış, Baku'yü zaptetmiş, Nehcivan'da Elvend Bey'i yenmiştir.
Şah İsmail'in bundan sonraki yaşamı Şiiliği yaymak, Safevi devletinin sınırlarını genişletmek için yaptığı savaşlarda geçer. Devletin sınırları genişleyip Şiilik Anadolu'ya doğru hızla yayılınca Osmanlı'larla çatışır. Sonunda Çaldıran'da Yavuz'a yenilir (1514) ve kaçar. Bu yenilgiden sonra Tebriz'e döndüyse de eski gücünü yitirdiği gibi uğradığı ruhsal çöküntüyle de kendisini şaraba verir. Oğlu Tahmasb'ı yerine atabey olarak bırakır, her yılını ayrı bir kentte geçirerek yaşamını tamamlar. Azerbaycan'da iken ölür. Cenazesi Erdebil'e götürülür. Şah İsmail, Hatayi mahlasıyla şiirler yazdı. Sanatçı kişiliği çok zor koşullar altında geçen çocukluğu sırasında oluştu. Aruz ve heceyle yazdığı şiirler Azerbaycan edebiyatının Nesimi ve Fuzuli arasındaki döneminin en güçlü temsilcisi olduğunu kanıtlar. Özellikle heceyle yazdığı şiirler Anadolu'da gelişen tekke edebiyatını büyük ölçüde etkiler. Alevi -Bektaşi edebiyatının en güzel örneklerini sunar.
Sadettin Nüzhet, şiirlerini dörde ayırıyor: a) Tasavvufi düşüncelerini içerenler, b) Aleviliği dile getirenler, c) Hurufiliğin ilkelerini yansıtanlar, d) Aşıkane olanlar. Aruzla yazdığı şiirlerinin ise daha çok tasavvufi olduğu görülür. Bu şiirlerinde kullandığı dil klasik şiirin dilidir.
Hece ölçüsüyle koşma ve semai biçiminde yazdığı nefesler ise Yunus'un izlerini taşır. Ama Hatayi'nin kendine özgü şiir yolu oluşturduğu da belirtilmelidir. Hece ve aruzla yazdığı şiirlerini kapsayan Divan'ı basıldı (Sadettin Nüzhet Ergun, Hatayi divanı, 1956; bütün nüshaları karşılaştırılarak yapılan basımı için bkz. Aziz Aka Mehmedof, Şah İsmail Hatayi Eserleri 1, Bakü 1966). Ayrıca Dehname adlı Ali'yi öven bir mesnevisi (Baku 1946) ile yine mesnevi biçiminde yazılmış bir Nasihatnamesi vardır. Değerli araştırmacı Nejat Birdoğan Alevilerin Hükümdarı Şah İsmail Hatayi adlı yapıtında bu büyük ozanın yaşam öyküsünü, Osmanlı ve Safevi yanlarından topladığı şiirlerini daha geniş ve gerçekçi biçimde vermiştir.
Türküler.com Sitesinden Alınmıştır
Muhammed Ali'nin Aldım Elini Hak Deyip Tuttuğum Elden Ayrılmam On İki İmamın Tuttum Yolunu Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
Mürşidin Nefesi Hak Nefesidir Mürşid Sözün Tutmayanlar Asidir Mürşidin Rızası Hak Rızasıdır Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
Mürşidin Gittiği Veli Yoludur Gitme Dediğine Gitmemelidir Zahir Batın Muhammed Ve Ali'dir Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
Hak Erenler Bir Araya Derilse Cümle Aşıklara Nasip Verilse Aşikare Hak Gözüyle Görülse Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
Şah Hatayi'm Hak Bil Tuttuğum Eli Zahirde Batında Hak Gördü Seni Gerçek Erenlerden Aldım Haberi Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Elâ Gözlü Pirim Geldi, Duyan Gelsin İşte Meydan. Dört Kapıyı Kırk Makamı, Bilen Gelsin İşte Meydan.
Hudey,Hudey,Demler Hudey, Hudey,Hudey Canlar Hudey.
Ben Pirimi Hak Bilirem, Yoluna Kurban Oluram, Dün Doğdum Bugün Ölürem, Ölen Gelsin İşte Meydan.
Hudey,Hudey,Demler Hudey, Hudey,Hudey Canlar Hudey.
Şâh Hatayi Der Sırrını Meydana Koymuş Serini, Nesimi Gibi Derisin Yüzen Gelsin İşte Meydan.
Hudey,Hudey,Demler Hudey, Hudey,Hudey Canlar Hudey --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gevherin geçmeyen yerde Satma kardaş kerem eyle Lâl taşını çay taşına Katma kardaş kerem eyle
Gördün bir yerde âşinâ Her ne dersen öz başına Yol taşını yol kuşuna Atma kardaş kerem eyle
Gördünse bir yerde rakib Neylersin yüzüne bakıb Münkiri katara çekib Yedme kardaş kerem eyle
Firdevs güllerinden misin İmam kullarından mısın Ali oğulundan mısın Gitme kardaş kerem eyle
Hatayi çağırır ere Dünya böyle gelmiş zira Arif okun abes yere Atma kardaş kerem eyle --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sufi Mezhebimin Nesin Sorarsın Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz Gözlüye Gizli Yok Ya Sen Ne Dersin Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Eğnimize Kırmızılar Giyeriz Halimizce Her Manadan Duyarız Katarda İmam Cafer'e Uyarız Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Her Kimin Ki Çerağını Hak Yakar Mümin Olanları Katara Çeker Aslımız On İki İmama Çıkar Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Biz Tüccar Değiliz Alıp Satmayız Erkan Gözetiriz Yoldan Sapmayız Gönlümüz Ganidir Kibir Tutmayız Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Muhammed Ali'dir Kırkların Başı Uralım Yezid'e Laneti Taşı Hünkar Hacı Bektaş Veli'dir Eşi Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Baharda Açılır Gonca Gülümüz Ol Dergaha Doğru Gider Yolumuz On İki İmam İsmin Okur Dilimiz Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Şah Hatayi'm Eydür Muhammed Ali Onlardan Öğrendik Erkanı Yolu Ali Muhammed'dir Muhammed Ali Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Hü Diyelim Gerçeklerin Demine Gerçeklerin Demi Nurdan Sayılır On İki İmam Katarına Uyanlar Muhammed Ali'ye Yardan Sayılır
Üç Gün İmiş Şu Dünyanın Safası Safasından Artık Olur Cefası Gerçek Erenlerin Nutku Nefesi Biri Kırktır Kırkı Birden Sayılır
İhlas İle Gelen Bu Yoldan Dönmez Dost Olan Dostuna İkilik Sanmaz Eri Hak Görmeyen Hakk'ı Göremez Gözü Bakar Amma Körden Sayılır
Gerçek Aşık Menzilinde Durursa Çerağ Gibi Yanıp Yağı Erirse Eksikliği Kendözünde Bulunursa O Da Erdir Yine Erden Sayılır
Şah Hatayi'm Eydür Bağdad'dır Vatan İkilikten Geçip Birliğe Yeten Erenler Yanında Kıyl Ü Kal Tutan Yolu Dikenlidir Hardan Sayılır --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aşık olan maşuğunun aşkına Yanar aşk oduna tüter güzel dost Hublar konmuş göçmüş belli yurdumdan Can cana muhubbet (amman)katar güzel dost
Aşık olan güzel sever farımaz Gel gönül gücüne güzellik olmaz Benim yarım yardır yarsızlar bilmez Derdim her dertlerden beter güzel dost
Ne benden sabır var (amman) senden merhamet İntizar bu gönlüm kılıyor feryat Ağlarım Ali'den erişe himmet Yeter beni ağlattığın güzel dost
Benim ağladığım (amman) sana hoş geldi Gamsız kirpiklerin sinamı deldi Yar ile davamız mahşere kaldı Yahşi yaman her iş biter güzel dost
İsmailem yar gönlüme girince Günüz hayalımda düşümde gece Senin aşkın bu sinamı delince Benim ahım seni yakar güzel dost
Şah Hatayi | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: DEVAMI Salı Mart 24, 2009 3:29 am | |
| Muhabbet bağında bir gül açıldı Bir derdim var bin dermana değişmem Yüküm lal-ı gevher mercan saçarım Bir derdim var bin dermana değişmem
Cümle kuşlar dile gelir yazım der Gövel turnam Şam´a gelir güzüm der Benim yarelerim tuzum tuzum der Bir derdim var bin dermana değişmem
Garip bülbül gönlüm eğler ses ile Nicelerin ömrü gitmiş yas ile Arayıp bulduğum pür heves ile Bir derdim var bin dermana değişmem
Şah Hatayi´m muhabbete bakarım Ben doluyum ben dolana akarım Güzel pirim bir dert vermiş çekerim Bir derdim var bin dermana değişmem Şah Hatayi
Muhammed Ali'yi Candan Sevenler Yorulup Yollarda Kalmaz İnşallah İmam Hasan'ın Yüzün Görenler Hüseyin'den Mahrum Olmaz İnşallah
İmam Zeynel'den Bir Dolu İçtim İmam Bakır'da Kaynayıp Coştum İmam Cafer'e Vardım Ulaştım Bundan Özge Yola Sapmaz İnşallah
İmam Musa'dan Gelen Erenler Can Baş Feda Edip Cemler Görenler İmam Rıza'ya Zehir Verenler Divanda Şefaat Bulmaz İnşallah
Bir Gün Olur Okuturlar Defteri Şah Oğlunun Belindedir Teberi Uyanırsa Taki Naki Askeri Açılan Gülümüz Solmaz İnşallah
Hatayi Der Bu İş Bizi Bitire Özünü Kata Gör Ulu Katara Mehdi Şevki Bu Cihanı Tutar A Şah Oğluna Sitem Olmaz İnşallah Şah Hatayi --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Serime Bir Sevda Geldi Muhammed Ali'den Beri Yandı Vücudum Kül Oldu Ta Kalubeli'den Beri
Ali'nin Fatma Kanber'i Hırka Tutunur Önleri Severim On İk'imam'ları Atası Pirimden Beri
Hasan'la Hüseyin'i Sevdim İkrarım Onlara Verdim Kafirleri Bütün Kırdım Halil-Ür-Rahman'dan Beri
Zeynelabidin Yolları Açılır Gonca Gülleri Bakır İmamlar Serveri Severim Soyundan Beri
Muhammed Dünyaya Geldi Şu Alem Nur İle Doldu Hacem İmam Cafer Oldu Okuram Kur'an'dan Beri
Musahibim Musa Kazım Rıza'ya Bağlıdır Özüm Kolumda Şahinim Bazım Beslerim Zamandan Beri
Taki'den Etek Tutmuşam Naki Sırrına Yetmişem Askeri'den Mey İçmişem Sarhoşum Zamandan Beri
İkrarım Bendi Boşandı İndi Türaba Döşendi Mehdi'den Kılıç Kuşandı Bilirem Zamandan Beri
Şah Hatayi'm Hakk'a Yalvar Sevdiğim Ali'dir Server Sorarlarsa Bizi Erler Gelirem Divandan Beri Şah Hatayi
Serseri Girme Meydana Aşık, Senden Yol İsterler Kallaş İle Oturmadın İman Ehli Kul İsterler
Bu Yola Giren Oturmaz Hak Söze Hile Katılmaz Bunda Hiç Hile Satılmaz Cevherinden Pul İsterler
Bir Kılı Bin Pare Eder Bu Yolu İhtiyar Eder Şah'ım Bir Yol Kurmuş Gider Yol İçinde Yol İsterler
Şah Hatayi Der Neylersin Her Müşkili Hal Eylersin Ansın Çiçek Derersin Yarın Senden Gül İsterler Şah Hatayi | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: Şah Hatayi den Nasihat ( TÜRKÇE ) Salı Mart 24, 2009 3:29 am | |
| 1:Ey bu yolun talibi tanrının yardımına sığın ve dostun aşkını kendine yoldaş et.
2: Ezeli ve sonsuz olan zat’a yönel.O’na yakın ol.
3: Tevekkül kapısında otur ve aşk yolunda doğru ol.
4: Alemde sadık gezinenlerden ve Tanrı’nın güzelliğine aşık olanlardan ol.
5: Her ne işlersen aşk ile işle ve ikiliği bırak.
6: Daima aşka niyaz eyle,sakın suret değiştirip yol hırsızı olma.
7: İyi bil ki doğruluk dost kapısıdır ve gerçekler alemin kapusudur.
8: Kim ki Sıdk ile niyaz ehlinden olursa,yol içinde yiğit olur.
9: Kimin özrü niyaz, olmazsa,niyaz ve ibadeti kabul değildir.
10: Özünü fakirlikte toprak et,cismini marifet suyu ile arındır.
11:Benliği daima yok et,aşk ile hizmet eyle.
12:Tanrı yardımıyla sana nimetler erişir,ilham kapısı açılır.
13: Her bilgeden haberin olur,küfür ve kinden uzak olursun.
14:Tanrısal aşkın hallerine erişir,özünde hep O’nun derdini ve ahını bulursun.
15:Dilinde ve gönlünde hep şu gerçeği taşı:’’Her işi Tanrı’dan başlar,Tanrı’da biter.’’
16:Tevhid ehli olursan,sende taklitten bir şey kalmaz.
17:Dürüst ol,gönlünü arındır,sefa ile gerçek aşka erişirsin.
18:Tanrı ezelidir.Tek’dir;O’nun benzeri yoktur.
19:O’nun ortağı yoktur,her şey O’dur,tüm yaratılmışlardan beridir.
20:O’nun zatı her şeyden münezzehtir,fakat herşeyde mucizeleri görünür.
21:İkilikten beri olduğuna ve kemalinin kudretine kuşku yoktur.
22:Ey ikrarlı olan canları Bu remzi iyi anlayın:Her işin mimarı O’dur.
23:Cihanı bir anda yok etmek de var etmek de O’nun elindedir.
24:Görünen,gösteren,gözümüzde görünen,götüren,getiren,alan ve veren o’dur.
25:O’nun kendi işi olan Bu kadar işleri,O’ndan başka kimde görebilirsin?
26:Şanı Yüce Tanrı’m kimi kez Cemal kimi kez de Celal göstermesine garip sırdır.
27:Kilisede,mescidde yapılan secdede,zikrin ve fikrin haktır.
28:Her işin aynında var olan,tüm yaratılmışlara mabud olan O’dur.
29:Yaratılmışlara gösterdiği cilveler bir bahanedir,bu öğütü kulağında iyi tut,anla.
30:Ne diyeyim,O’nun sonu gelmeyen kudretinin hikmetleri çoktur.
31:Hak yolcularının yolu bambaşka bir haldir,kalanı dedikodudur.
32:Bu yollar Tevhid (Tanrı ile birlikte olma)makamıdır,Bu yoldan çıkanı,yol ehli kabul etmez.
33:Gerçekte,O’nun varlığının özüdür,her dilde söylenen de O’nun kendi sözüdür.
34:İnsanların yaptığı işleri O’ndan bilmek doğru değildir,edebe aykırıdır.
35:Bu denizi ve karayı seyreden,İşit:Bu sırrı perdeden,dışarı çıkarma.
36:Geçit bulmadan bu ırmağı sakın geçme,bu sırrı ham ervaha(yabancıya) açma.
37:Hayret içinde,divane ve sarhoş ol(başı dönmüş esrik) olarak bu sırrı izle.
38:Böyle sevgilinin(Tanrı’nın) didarına eresin ve O’na ulaşasın.
39:Tarikat Pirlerinin şeker yediklerini eskiler atasözü olarak anlattılar.
40:Zahirin ne ise batının odur,Zahiri bırakıp batına geçersen doğru yolda olursun.
41:Ulu Tanrının hikmetlerini ve kudretlerini iyice düşün.
42:Tanrı’nın,senin canını bir nefesten yarattığını,can kafesten çımadan önce anla.
43:Varlıkların kaynağı;soyu,aslı bir cevherdendir.
44:Kim derse ki inci gevherin kaynağıdır,iyi bilsin ki Tanrı’nın görüntüsüdür.
45:O’nun denizi yanında evren bir damladır ki akıllar denizde boğulur.
46:Fakat damla denizden ayrı değildir,Ona ulaşınca bir olur.
47:Eline Saf bir ayna alıp baktığında,yine kendini görürsün,
48:Aynada görünen kendi yüzüdür,O halde senin sendeki hayalin nedir?
49:Yakından bakınca sana senden yakındır,Uzağa da baksan yine yakındır.
50:Yüzünde;gözünde ve sözünde ne varsa,sende var olan canın kendisidir.
51:Herşeyde dönüp dolaşan,Tanrı’nın dönmesi dolaşmasıdır,Kendini bilene bu ders yeter.
52:Bu gerçeği kavramak,gönlü saf olmayanların işi değildir.
53:Sen durma,sevgilinin sarayının gülbahçesine,can iklimine doğru yürü,
54:Ki senin özün bu cana mal olmuş,evden eve gizlice dolaşır durur,
55:Can kendisinden ayrı değil,yakındır.Çünkü derya ve umman birdir.
56:Güneş zerredir,zerre de güneştir,Ey can ,özünü özüne ulaştır,
57:Ey can,aşk ceragını uyandır ki karanlık gidip cismin aydınlana.
58:Aşkı olmayanın yanına varma,O bu aşka yanmadan fırsatı kaçırmış olur.
59:Aşk ile deli divane olana,divan’a varsa bile kalem yoktur.
60:Yürü;aşkı kendine meslek eyle,Uzağı düşündüğün yeter.
61:Ey can;bu demi hoşgör,Tanrı’ya şükret:Bu düşünceyi bırak kendini düşün.
62:Niçin geldin,ne getirdin bu dünyaya?Sonsuzluk yurduna ne götürürsün?
63:Birlik aleminde ne idin;söyle.Şimdi bu çokluk yurduna mı düştün?
64:Eğer bunu bildinse,hakikat yurdu olan cennette kavuşursun.
65:Gerçeği bilen birinden bu remzi iste ki,sana lutf edip gizli haberi versin.
66:Elinde seçme gücün varken tanrı dostlarıyla arkadaş ol.
67:Dar zamanda elinden tutarlar,dost böyle yerlerde gerekli.
68:Dünyada’’Sen benim dostumsun’’diyen çok olur.
69:Kimi seversen onunla bulunur can_ü gönülden ona bağlanırsın.
70:Gideceğin yer uzaktır,yol azığı kazanmaya bak,Dünya malına sarıldığın yeter.
71:Aşk hayalini kendine arkadaş et,onunla hoş vakit geçir.
72:Aşk hayali bulunan her canda,daha üstün hayal bulunmaz.
73:Can,Bu aşk ile Tanrı’ya erişir.Aşkı olmayan candan ne nasıl olur?
74:Ey can,kendini Ehl_i Beyt-i hanedena’a benzetmeye çalış,Ehl-i Beyt yolunda can ve malını esirgeme
75:Mustafa’nın cemaline salevat getir ki,her şeyden korunmuş olasın.
76:Ey kardeşim,Salevat aşkıyla yürümek,tüm ibadetlerin başıdır,
77:Tanrı,evreni kimin aşkına yarattı?Bil ki ibadetin özü budur.
78:Tanrı’ya sığın,bu mana aleminde Levlak’ın ne olduğunu bil.
79:Salevat getir ki canın ateşe yanmaya,Muhammed’i seven cehennemde kalmaz.
80:O’na ihlasla bağlı olmaya çalış.O’na münkir olanın gözleri kör olsun.
81:Hakk’ın dostunu bil ki dost olasın;Şah-ı Merdan’a ulaşarak birlik bulasın
82:Tüm evren kimin elindedir?Gerçek adem bunun hikmetini kavrar.
83:Hazret-i Muhammed Mirac’a çıktığında kimi gördü,en son makamda kime kime erişti?
84:Yol üstünde yatan aslana vardı,yüzüğünü çıkarıp ona verdi.
85:Bu yüzük aramızda kanıt olsun ki talipler sözümüze inansın,dedi
86:Bunu iyice anla ki,bambaşka bir düşüncedir,gerçekte sevgiliye kavuşma anlamındadır.
87:Ve de sır vardır söylenmez halk içinde,söz vardır söylenir halka içinde.
88:Sürekli Şan’a yönel,gönlün açılsın ki ve latif söyle dilinden inci dökülsün.
89:Değme kimseler Şah’a makbul olmaz Nişan göster ki Şah’a kul olasın.
90:Şah’a bağlı olmanın belirtisi nedir,bana anlat,Sen eğer mümin isen Şah’ı Tanı.
91:Gökleri O’nun emriyle döner,gökteki melekler O’na secde eder.
92:Ey mutlu topluluk yardın iyilik ve cömertlik,Şah’ın özellikleridir.
93:Dalma Hasan’ı ,Hüseyin’i sev ki mutlu canın Şah’a kavuşa
94:İmam Zeynelabidin,Bakir ve Cafer müminin mürşidi ve rehberidir.
95:İmam Musa Kazım’a ,Ali Rıza’ya ve Al-i Aba’ya bağlan.
96:Taki,Naki ve hasan-ül Askeri’den yana ol ki,onlar İmamların gevheridir.
97:Hazret-i Muhammed’in sözü yerini bulup,Mehdi gelecek.
98:Eğer mü’min isen Oniki İmam’a Allah için eyvallah de.
99:Zamanın sahibinin,vilayet askeriyle,gelme zamanı yaklaştı.
100:Tüm belirtiler (kötülükler)göründü bu gibi durumlar varken yoldan dönülmez | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 400 Kayıt tarihi : 12/10/08
| Konu: DEVAMI Salı Mart 24, 2009 3:31 am | |
| Muhammed Ali'nin Aldım Elini Hak Deyip Tuttuğum Elden Ayrılmam On İki İmamın Tuttum Yolunu Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
Mürşidin Nefesi Hak Nefesidir Mürşid Sözün Tutmayanlar Asidir Mürşidin Rızası Hak Rızasıdır Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
Mürşidin Gittiği Veli Yoludur Gitme Dediğine Gitmemelidir Zahir Batın Muhammed Ve Ali'dir Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
Hak Erenler Bir Araya Derilse Cümle Aşıklara Nasip Verilse Aşikare Hak Gözüyle Görülse Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
Şah Hatayi'm Hak Bil Tuttuğum Eli Zahirde Batında Hak Gördü Seni Gerçek Erenlerden Aldım Haberi Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam -------------------------------------------------------------------------------------------------------- Gonul seyranda gezerken $ah geldi araya Hakk'a niyaz ederken Bir engel du$tu araya
Hakk'In kapusundan girdim Kendi vucudumu gordum Marifet kazanIn kurdum A$kI kaynatan kureye
Muhabbet haslar hasIymI$ Etmeyen Hakk'in nesiymi$ Sevgi Hak sevgisi imi$ Erenler ne der buraya
Hele ku$adIn du$urdum Firkat kazanIn ta$IrdIm Marifet a$In pi$irdim Tuzun tattirdim bereye
Hatayi der ihtiyarsIz Neyleyim dunyayI yarsIz Ol alemden bihabersiz Tuz ekmek ister yaraya
HATAYi ($AH iSMAiL) --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Onun ki ahdinin amanı yoktur Tutarsa destinin demanı yoktur Bir yol oğlu ile eyle pazarı Ki zira gönlünün gümanı yoktur
Pir-i perver ile aşina ol ki Her biri yahşidir yamanı yoktur Musahibsizlerle durup oturma Kaçar bir uğrudur imanı yoktur
Havâric canına eylen teberrâ Onun ondan özge dermanı yoktur Özünü rızayla teslim etmeyen Torbası başında samanı yoktur
İmamlar yolunda can baş verenler Yezid ‘e zerrece amanı yoktur Halini arzeyle SULTAN HATAYİ Şah ‘ın bundan özge divanı yoktur
--------------------------------------------------------------------------------
Çekip bizi bu dergaha Getirenin demine hu İki gönül dirliğine Yetirenin demine hu
Kudretten giymiş donunu Hünkara dönmüş yönünü Kalbinde kudret kinini Sildirenin demine hu
Budur Hatayî demeyi Zay olmaz mümin emeği Geldi kırkların yemeği Yedirenin demine hu
Hatayî --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hakikat bir gizli sırdır Açabilirsen gel beri Küfr içinde iman vardır Seçebilirsen gel beri
Açıldı cennet kapusu Lal-ü gevherdir yapusu Kıldan incedir köprüsü Geçebilirsen gel beri
Canımız melek canıdır Tenimiz Selman tenidir İçtiğim aslan kanıdır İçebilirsen gel beri
Pirimden öğüt almışam Üstadımdan ders almışam Men kanadım bağlamışam Uçabilirsen gel beri
Men bağçelerin gülüyem Ayn-ı cem bülbülüyem Kırk kapunun kilidiyem Açabilirsen gel beri
Şah Hatayî’m eydür heman Dağları bürüdü duman İşte İncil, işte Kur’an Seçebilirsen gel beri
Hatayî | |
| | | | Şah Hatayi (Şah İsmail) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|